İnferrin (Laktoferrin) Nedir?

İnferrin bağışıklık düzenleyici olarak uzun süre kullanılabilir ve hastalıkların kolay atlatılmasına katkı sağlar.

İnferrinin Faydaları Nelerdir?

İnferrin (Laktoferrin) transferin ailesine ait demir bağlayıcı protein olma özelliğine ek olarak birçok işlevi olan şeker ve aminoasitlerin bir araya gelmesiyle oluşmuş bir proteindir. Laktoferrin yapısında demir bulundurduğundan ve demirin bağlanması durumunda kırmızı bir renk oluşturduğundan kırmızı protein ismiyle de anılmaktadır. Laktoferrin mide asidine ve enzimlere dayanıksız olduğundan dayanıklılığı artırılarak inferrin molekülü oluşturulmuştur. Laktoferrin, ilk olarak 1931 yılında inek sütünde keşfedilmiştir ve 1960 yılında insan sütünde en önemli demir bağlayıcı protein olduğu keşfedilmiştir.

İnferrin (Laktoferrin) doğuştan olan bağışıklık sisteminden kazanılmış bağışıklık sistemine geçişi sağlayan çok önemli bir nonspesifik bağışıklık mediatörü olarak da düşünülmektedir. Sığırlardan elde edilen inferrin FDA tarafından genel kabul olarak güvenilir sınıftan (GRAS) olan destek ürünü olarak kabul edilmiştir.

Süt veya peynir altı suyundan elde edilen bLf (bovin Lacto-ferrin), bağışıklığı, enfeksiyona karşı direnci, bulaşıcı olmayan hastalıkların kontrolünü, demir emilimini, kanser önleyici ve genel olarak insan sağlığını geliştirmek için kullanılır.

Özellikle, bLf reseptörleri bağırsak mukozasında ve bağırsağın lenfatik dokusu hücrelerinde bulunduğundan, bLf'nin reseptörlerini bağlamak için yapısal bütünlüğünü koruması önemlidir. Mideden parçalanmadan bütünsel sağlamlık için İnferrin progel teknolojisiyle geliştirilmiş etkinliği artırılmış laktoferrindir.

Laktoferrin Hangi Hastalıklara Karşı Korur?

İnferrin bağışıklık düzenleyici olarak uzun süre kullanılabilir ve hastalıkların kolay atlatılmasına katkı sağlar. Doğal bir immünomodülatör olan laktoferrinin, iltihaplanma sırasında vücut salgılarındaki içeriğinin güçlü bir şekilde artmasıyla desteklenen bir anti-inflamatuar etki uyguladığını göstermiştir.

Laktoferrinin, hakaretin neden (spor burkulmaları vs) olduğu hasarı iyileştirme ve inflamasyon gelişimi sırasında (hepatit, nefrit vs) organların bütünlüğünü koruma kabiliyetine ilişkin çok sayıda kanıt vardır. bLf'nin anti-enflamatuar aktivitesi, kısmen, bağışıklık hücrelerinin yüzeyinde bulunan negatif yüklü gruplarla (örneğin proteoglikanlar) etkileştiği pozitif yüküne atfedilir.

bLf hücrelere girebilir ve çekirdeğe yer değiştirebilir, böylece proinflamatuar gen ekspresyonunu düzenler. Proinflamatuar sistem aktivasyonu iltihap sürecini durduran ve böylece inflamasyonu baskılayan çok önemli bağışıklık savunmasıdır.

Romatizmal hastalıklar, astım, kronik bronşit, alzaymır, demans, kronik bağırsak hastalıklarının ana sebebi bu proinflamatuar sistemin yeterince çalışmamasıdır.

İnflamatuar süreç devamlı olarak işler ve hastalığın etkilediği organda hasarlar oluşur. (beyinde küçülme, gliosiz, damarda vaskulit, böbreke nefrit, romatizmada artrit gibi).

İnferrin hücre çekirdeğine girip gen ekspreyonu ile süreci iyi yöne çevirir. Laktoferrin lökosit ve mikroglial hücrelerden inflamasyon sırasında immun modülatör olarak üretilmektedir.

T hücreleri, B hücreleri, Natural killeri (doğal öldürücü hücreler),dentritik hücreler ile etkileşime girerek interlökin-1 beta (IL-1 beta), IL-6 ve TNF-alfa gibi proinflamatuar sitokinlerin üretiminin inhibisyonunu modüle eder.

Oral yoldan alına laktoferrin immun modülatör görevi görür. Astım ve Allerjik rinit hastalarında atak tedavisi ve önlenmesi için oral kullanıma uygundur.

Allerjik astım rinit tedavisinde inferrin kullanım önerilmektedir. Bu etki inflamasyonu baskılamasına bağlanmıştır. Ardışık olarak, bir demir bağlayıcı protein olarak bLf'nin polen ekstraktının neden olduğu hava yolu inflamasyonunu azaltabildiği gösterilmiştir.

Kanser tedavisi ve kanser önleyici olarak önerilmektedir. Kanser tedavisi ve önlenmesinde yine bu inflamasyon ve bağışıklık etkileri nedeniyle önerilmektedir.

hLf ve bLf'nin anti-tümör aktivitesi, hem önleme hem de tedavi için kapsamlı bir şekilde incelenmiştir ve hücre içi ve hücre dışı etkiler veya immün düzenleyici ve anti-inflamatuar fonksiyonlar gibi çeşitli mekanizmalar ile etkisi açıklanmıştır.

İltihap bölgesine Nötrofil akışını hızlandırarak enfeksiyon yayılımını önler. Laktoferrin, kanda yangı bölgesine (enflamasyon veya iltihabın olduğu bölge) granülositlerin hızla toplanmasını sağlar.

Lktoferrin nötrofillere hızla bağlanır ve onların yüzey yükünü azaltarak nötrofillerin diğer hücre yüzeylerine saldırmasını teşvik eder. Yani İnferrin migrasyon artırıcı özelliği artırır.

Sitokin fırtınalarında da destekleyicidir.

İnferrin (Laktoferrin) Hangi Besinlerde Bulunur?

Laktoferrin inek, insan, kısrak, keçi, fare gibi birçok süt türünde bulunan demir bağlayan bir glikoproteindir. İlk olarak inek sütünden izole edildiği için bu isimle anılan laktoferrin, sadece süte özgü bir, protein değildir. Aynı zamanda gözyaşı, salya, tükürük, burun salgısı, polimorfonükleer lökositler, bronşiyal bezlerin epitelyum hücreleri, seminal vasiküller, nötrofil granülleri ve eklem sıvısında da bulunur. Diğer sıvılarla karşılaştırıldığında sütte daha yüksek oranda laktoferrin bulunur. Ancak laktoferrin düzeyi süt türleri arasında da büyük farklılıklar göstermektedir. İnsan, domuz ve fare gibi canlıların sütlerinde laktoferrin seviyesi yüksek olmasına karşın, inek ve diğer geviş getiren hayvanların sütlerinde çok düşüktür.

Laktoferrin yapısında demir bulundurduğundan ve demirin bağlanması durumunda kırmızı bir renk oluşturduğundan kırmızı protein ismiyle de anılmaktadır. Laktoferrinin demire (Fe+3) karşı affinitesi o kadar yüksektir ki, asidik koşullarda bile demiri bağlama yeteneğine sahiptir. Laktoferrin endüstriyel ölçekte yağsız sütten veya peyniraltı suyu tozundan üretilmektedir.

İnferrin (Laktoferrin) ve Anne Sütü İlişkisi

Laktoferrin, çeşitli biyolojik aktiviteler sergilediği için yüksek uygulama potansiyeline sahiptir. Günümüzde, laktoferrin bir dizi farklı alanda kullanılmaktadır, bu alanlar arasında gıda, kozmetik, bebek mamaları ve hayvan yemleri gibi sektörler bulunmaktadır. Özellikle son yıllarda farmasötik ve gıda uygulamaları, laktoferrin üzerinde büyük ilgi görmektedir.

Laktoferrin, antimikrobiyal ve prebiyotik özelliklere sahip olduğu için çok yönlü bir gıda katkı maddesi olarak kabul edilmektedir. Bu proteini önemli kılan özellikler arasında bağırsaktaki demir emilimini düzenleme, mikrobiyal enfeksiyonlara karşı koruma sağlama ve sistemik bağışıklık tepkilerini dengeleme gibi çeşitli fizyolojik fonksiyonlar bulunmaktadır.

Laktoferrin, çeşitli vücut organlarının epitel hücreleri tarafından üretilir ve salgılanır. Özellikle insan kolostrumunda ve anne sütünde yüksek konsantrasyonlarda bulunan laktoferrin, yeni doğan bebeklerde enfeksiyon riskini azaltmaya yardımcı olur. Kolostrum, gram başına 8 grama kadar ve anne sütü, litre başına 1.5 ila 4 gram laktoferrin içerebilir. Öte yandan, inek sütü litre başına sadece 0.2 gram laktoferrin içerir. Normalde, laktoferrini yoğun bir şekilde tüketenler özellikle emzirme döneminde bebeklerdir.